Safranbolu hiç planımızda yoktu aslında. Amacımız Kastamonu’da baba ocağına gidip baba mezarını ziyaret etmek, belki dönüşte Zonguldak’a uğramaktı. Anlık bir kararla rotamızı Safranbolu’ya çevirdik. Küre Dağları’nın serin, insanı rahatsız etmeyen sıcaklıktaki havasından sonra, Safranbolu, boğucu sıcağı ile karşıladı bizi.
Tabelaları takip edip eski kent meydanına doğru yollandık. O meşhur ahşap pencereli beyaz evler bizi çok bekletmeden karşıladı. Kalabalığı takip edip Eski Çarşı’ya doğru gitmeye başladık, ama kavurucu güneş altında ve bir insan seli ile birlikte yürümekten hazzetmediğim için kendimi ilk bulduğum ara sokağa atıverdim.

Kaymakamlar Evi
Biraz ileride bir grup Çinli turist bir binanın önünde konuşlanmış rehberlerini dinliyordu. Bilmeden girdiğim sokakta meğer Kaymakamlar Evi bulunuyormuş. Buraya Kaymakamlar Evi denilmesi yanlış anlaşılmasın. Kaymakamlık ile bir ilgisi yok aslında. 19. yüzyılda yapıldığı düşünülen ev, Hacı Mehmet Efendi adlı bir yarbaya aitmiş. O zamanlar yarbaylık makamına “kaim-makam” denildiğinden evin ismi Kaymakamlar Evi olarak bugünlere gelmiş.
Kaymakamlar Evi, bugün müze olarak hizmet veriyor. Evin içini gezmek için cüzi bir ücret alınıyor. Dilerseniz burada oturup bir şeyler de içebiliyorsunuz. Biz Safranbolu’da çok az vaktimiz olduğundan evin içini gezmek gezmek yerine ara sokakları turlamayı tercih ettik.
Safranbolu’ya yolunuz düşer de Kaymakamlar Evi’ne gelirseniz, evin hemen önünden yukarı doğru çıktığınızda, ilginç, taş bir koridordan geçiyorsunuz. Bu koridor benim Safranbolu’da en sevdiğim yer oldu. Bunda çaldığım dutların etki faktörünü bilmiyorum.
Hıdırlık Seyir Tepesi

Cinci Han

Çarşıyı gezdikten sonra ise, soluklanmak için soluğu Cinci Han‘da aldık. Safranbolu’nun sıcağından sonra bir vaha gibi geldiğini söyleyebilirim.
Bugün 2 katlı, 63 odalı bir otel, kafe, restoran olarak hizmet veren Cinci Han, aslında 1645 yılında bir kervansaray olarak yapılmış. Bir dönem esnafın deposu (!) olarak bile kullanılmış olan bu güzel bina, bugün hak ettiği şekilde restore edilmiş. Yerdeki kilimler, masaların üzerindeki örtüler ile hana otantik bir görüntü verilmiş. İçeride bir şeyler yiyip içebilir, terasına çıkıp şehre tepeden bakabilir, ya da Cinci Han Hatırası çektirebilirsiniz.
Safranbolu Lokumları
Bizde başka vakit kalmamıştı. Cam terasa çıkamadık. Ama Safranbolu’yu tadımlık gezdik ve sevdik. Bence buraya bayramda gelmemeli. Ona kanaat getirdik. Daha sakin sessiz bir vaktinde, seni doya doya gezeceğim ey Safranbolu diye veda eyledik.
Rota Önerisi
Peki sizin vaktiniz daha bolsa neler yapabilirsiniz? Safranbolu’yu layıkıyla gezmek için aşağıdaki rota önerilerime bakabilirsiniz:
- Kristal Teras,
- Hükümet Konağı
- Kasım Sipahioğlu Konağı
- Saat Kulesi
- Yörük Köyü
- Bulak (Mencilis) Mağarası
- İncekaya Su Kemeri ve Tokatlı Kanyonu
- Safranbolu Saklı Cennet Su Değirmeni