Üniversite yıllarında Karaköy’deki bir nakliye firmasında yarı zamanlı çalışıyordum. O zamanlar Karaköy dediğin yere iş için giderken bile biraz çekinirdim. Niyeyse beni hep geren korkutan bir yer olmuştu Karaköy. Son birkaç senedir yükselen trendine rağmen, Karaköy denilince hep biraz uzak durmam ondandır. Eskiye mazi derler deyip, Karaköy inadımı kırmaya karar verince, aslında geçmişe çok takılıp kalınca ne çok şeyi kaçırdığımızı da fark ettim.
Karaköy maceralarımda anladım ki orada sevdiğim belli başlı yerler var. Hal böyle olunca da bir Karaköy listesi hazırlamak şart oldu.
KARABATAK
Vintage karolar ve rengarenk posterlerin taş duvarlar ve kahve kokusu ile birleşimi… |
Yer karoları ile ayak fotosu temalı instragramlık foto da yanınıza kâr:) |
Mini minnacık bir mekan burası. Özellikle kışın dışarıda oturamadığınızda, ufacık bir odaya doluşmuşsunuz hissi veriyor. Ama mekanın her ayrıntısı ince ince düşünülmüş sıcak samimi dekorasyonu insanda misafirliğe gelmişsiniz hissi uyandırdığından mı nedir, yan masa ile dirsek teması halinde olmanız sizi rahatsız etmiyor. İlk birkaç dakikanız biz bize bir sohbet ortamı içinde etrafı incelemekle geçiyor. Hele de tavandaki lambanın orijinalliğine bayılacaksınız.
HEBUN ÇORBACISI
Sizi bilmem ama üst üste çay kahve tatlı ile mideyi yorunca benim mide “yar bana bir çorba” diye inlemeye başlıyor. Dem’de otururken, Tayland’da içtiğimiz balkabağı çorbası aklımıza geldi ve aklımıza gelmesiyle de canımızın buram buram balkabağı çorbası çekmesi bir oldu. Lakin mercimek değil ki, her köşe başında bulasın.